9

 

Dünden beri çarpıyorum, bölüyorum, topluyorum, çıkarıyorum... Hep aynı, hep aynı...

22:22:06 | 2023-05-29
Sema Efe
Sema Efe     

İzmir, İstanbul, Ankara gibi ülkenin en büyük şehirlerinden başlayıp, tek tek nüfuslarına da bakarak, sayısız şehrin seçim sonuçlarının dökümünü yaptım.

Sadece -hemen ilk elde seçtiğim- bu şehirlerin nüfusu bile, Türkiye'nin tam yarısı ediyordu. Peki hangi şehirlerdi onlar: İstanbul, Ankara, İzmir, Adana, Antalya, Diyarbakır, Muğla, Siirt, Çanakkale, Aydın, Balıkesir, Tunceli, Van, Şırnak...

Daha Eskişehir'i, Batman'ı, Kars'ı, Kırklareli'yi, Edirne'yi, Mardin, Ağrı, Bitlis, Denizli, Hakkari, Muş, Tekirdağ, Ardahan, Iğdır'ı vardı... Bunları da ekleyince, Türkiye nüfusunun "en az" üçte ikisinden söz etmiş olacaktık. Üste bir de Yurtdışı oylarını ekle... Ki onlar bu yüzdeyi ne kadar arttırır, onu bilmiyorum. Araştırılsa hemen bulunur elbet, ama yapmayacağım. Çünkü bana, bu "en az üçte ikisi" bilgisi yetiyor.

Şimdi gelelim, asıl demek istediğime...

Bu saydıklarım, Sayın Kılıçdaroğlu'nun açık ara önde olduğu şehirlerdir. (%49, %48 gibi sınırda sayılarla kaybedilmiş illeri hiç saymıyorum bile...) İsimlerini verdiğim şehirlerin kimisinin yüzdesi şöyle: % 71, % 66.92, % 58, % 51.67, % 66.51, % 54.05, % 50.69, % 57.29, % 59, % 52... (Söylememe gerek yok sanırım, bu sonuçlar sayın Kılıçdaroğlu'nun aldığı oy yüzdeleridir.)

Peki, niye yaptım bu dökümü?

Seçim sandığında aldığım görev nedeniyle tanık olduklarım, yine bu nedenle elime anında geçen veriler, ayrıca yurdun neredeyse tamamında eşim dostum olması nedeniyle bana gelen bilgiler ve de aklım, "bize servis edilen" o "ucubik sonuç"a asla evet demiyor, ikna olmuyordu. Çarpmam, bölmem, toplamam, çıkarmam gerekiyordu.

Ayrıca da -bilen bilir- iktidarın taa 2009'dan beri, yani trafolara giren kedilerden beri, hiçbir seçimi kazanmadığını iddia edenlerdenim. Bu iddiamın doğruluğunu da, daha yakın bir tarihe şöyle bir bakarak bile bulabilir insan... Mesela düne kadar, YSK hala internet sitesinden ilk tur sonuçlarını açıklayamıyordu. Sandık bazında da genel sonuçları da ver(e)miyorlardı. Aşağıdaki uyarıyı alıyordunuz:
14 Mayıs 2023 Cumhurbaşkanlığı ve 28. Dönem Milletvekilliği sonuçları resmi olarak açıklandığında sayfamız aktif olacaktır."    

Dahası var, 2018 seçim sonuçlarını da incelemeye aç(a)mıyorlar bunlar!

"Gölgelerin, karanlığın, alavere dalaverenin, hile hurdanın gücü adına!" diyerek aç(a)mıyorlardır emin olun... Başka da bir şey söylemeyeceğim.

Şimdi geçelim karne kısmına:

SINIFI GEÇENLER:
Ege, Marmara, Trakya, Akdeniz, Güneydoğu ve Doğu Anadolu'nun büyük bir kısmı sınıfı "Pekiyi" ile geçmiştir.

Halkımızın, aydınlık, adil, eşitlikçi, hak-hukuktan yana olan, laik, cumhuriyetçi bir yönetim şekli isteyen kesimi "Beş Yıldızlı Pekiyi" almıştır. Kanıtları ve nedenleri yukarıdaki oy oranlarında apaçık görülmektedir.

Sayın Kılıçdaroğlu ve ekibi ile onlara destek veren bütün yapı, kurum ve kişilerin neredeyse tamamı süreç'i -olabilecek- en büyük başarı ile yönetmişler ve sınıfı, 5 üzerinden 4.5'tan 5 ile geçmişlerdir.

SINIFTA KALANLAR:
Ülkemin ve kendinin yarınını, çocuklarımızın ve kendi çocuğunun geleceğini üç beş bileziğe, bir ev parasına, arsa, statü, üç kuruş fazla aylık gibi yem'ler için satan aşağılık, kurnaz ve satılık kesim zaten cehennem kuyusunu hak etmektedir. Ve onlara, onların diliyle, onların terminolojisiyle sesleniyorum: Benden alınıp size giden bir kuruşu dahi helal etmiyorum size. Allah, teker teker hepinizi "Helak" etsin!

Her devrin fırıldakları, bugünün ve yarının karanlığını kuran egemenler, dönekler, Katarlılar ve Suriyelilerin bir kısmı, size de yukarıdaki dileklerimin 1000 mislini gönderiyorum. Hanenize küller yağa!
Gün yüzü görmeyesiniz hiç biriniz.

İç Anadolu ve Karadeniz'in büyük bir kısmı, Güneydoğu ve Doğu Anadolu'nun bir kısmı, alınabilecek en kötü not ile sınıfta kalmıştır. Ki mesela Adıyaman, deprem bölgesi olmasına rağmen beni hiç şaşırtmamıştır. Malum, iktidarın menzile varmasındaki en önemli mevzi ve mermi olan Menzil, orada egemen olan bir yapıdır. Urfa ise komik tabii... Diyorlar ki sosyal medyada orası için: Urfa Göbeklitepe'de başlayan uygarlığın, bir daha da Urfa'ya uğradığı görülmemiştir.

Bu, "sınıfta kalanlar"ın bir başka bilançosu da şu: 7 bölgeden oluşan ülkemin sadece 3 bölgesinde seçimi kazanmışlar. Üstelik de bu sonucu onların gazetelerinden birinden edindim. Yani ben, biz değil, onlar söylemişler. Umutsuzluğa kapıldığınız bütün zamanlarda bunu hatırlayın emi...

SON SÖZÜM, "eyvah, yandık, bittik, suçlu Kılıçdaroğlu'dur, acilen istifa etmelidir" diyen dostlarıma...
.
Bu sonucun tek bileşeni, suçlusu, sorumlusu Kemal Kılıçdaroğlu muydu yani.
Yapmayın Allah aşkına.
Böyle okunamaz bu süreç.
Kaç katmanı varken bu işin, cidden böyle okunamaz.

12 Eylül, 90lar, 2000lerden bu yana oluşturulan bu heyula, bu faşizan yapı.

Halkın kalitesinin eğitim ve yayın politikalarıyla irtifa kaybetmesi.

Elde bulundurulan medya gücü.

Yasama yürütme yargıdaki deriiiiiinnn depremler ve oyuklar, oyunlar.

Mafyatik devlet. Hem de en ağırından.

Öfke, nefret ve ayrıştırma dili...

Say say bitmez bu liste...

Hadi şimdi sonuca bakalım. Seçimlerin sonucuna.

Bu seçimin galibi, en az % 58 ile biziz, biz. Bakın, buna özellikle (!) dikkatini çekiyorum.

Demem o ki, gün bizimkilerle değil, asıl düşmanla, karşımızdakini şer güçleriyle uğraşma vakti.

Ki gerçekten düşman onlar; vatana, iyiliğe, neşeye, sanata, kadına, doğaya, börtü böceğe, bu dünyayı cennetmiş gibi yaşayabilme ihtimaline düşman...

İşte bu nedenledir ki umudun baş körükçüsü olma görevini ömrümün sonuna kadar sürdüreceğim. Ve en büyük kale'm olan gülüş ve inancımı, asla kaybetmeyeceğim.

Sevgi, inanç ve umut, dünya döndükçe baki.


DEEP NOT: "Asıl gerçeğin, yani doğrunun, yani hakikatin görünmesi için ne yapılmalı" konusu da var tabii. Ama o ayrı bir yazı konusu...
????




ETİKET :   Sema Efe yazdı dünden beri çarpıyorum bölüyorum topluyorum hep aynı

Tümü
UA-147632479-1