9

 

Yeni Paradigma Akıl Oyunları_Mehmet Güzel yazdı

23:11:22 | 2025-03-01
MEHMET GÜZEL
MEHMET GÜZEL     


Kuşkusuz barış sözcüğü başta anneler olmak üzere toplumun tüm katmanları tarafından evlatlarını kanlı çatışmalarda yitirse de o günün mutlaka bir gün geleceği,ve o günün gelmesini beklemenin özlemiydi içinde ki bunca öfke ve kararlılıkları.
Oysa savaş, çatışma özellikle anneler için hep göz yaşı akıtmaktan başka hiç bir işe yaramamıştı..
Sözkonusu olan sn. Öcalan'nın dünkü deklarasyonuydu, kimilerine göre "tarihi" kimilerine göreyse "teslimiyet"olarak telakki ettiği bildirisiydi .
Madde madde açıklanan deklarasyon başta savaşan taraflar olmak üzere Ortadoğu ve dünyadan da merakla bekleniyordu.
Her ne kadar açıklamada sanki bir teslimiyet varmış gibi algılansa da açıklamayı daha derinlikli olarak okuduğumuz işin aslının öyle olmadığını rahatlıkla görebiliriz."Bİn yıllık kardeşlik "vurgusu her ne kadar farklı anlamlar ifade etsede, biz esas olarak bu vurgunun yoksul Türkiye emekçilerine yönelik olduğunu düşünmekteyiz.
Daha geriye gittiğimizde bu sürece giden yolun Öcalan'nın 1999 yılında Suriye'den çıkartılıp oradan Rusya"ya transfer edildiğinde ve sonrasında"beni buraya kadar sürükleyen şey yetersiz yoldaşlık ve sahte dostluk" olarak nitelendirmişti.Bu tespiti de yerli yerinde bir tespit olarak okumak ve yaşanan gelişmeler, açığa çıkan yetersizlikler sonucunda bunu bize bu günde göstermiştir.
Her ne kadar o dönem sn. Öcalan İmralı Savunmalarını  örgütün yeni paradigması ve manifestosu olarak ortaya koymuş olsada süreç içerisinde dünya da ve özellikle Ortadoğu da ortaya çıkan gelişmeler ile Suriye denkleminde defacdo gelişmeler Kürt dinamiğinin de  yeni gelişmeler karşısında pozisyon almaya zorunlu kıldı.
Evet,sn. Öcalan 26 yıldır ağır tecrit altında olduğu bu bakımdan dışarıda ki gelişmeleri mutlak doğru değerlendirmediği ona göre strateji değişikliğine gittiği gibi yaklaşımlar ve değerlendirmeler meselenin çok denklemli olduğunu görmediklerini ve yadsıdıklarını düşünmekteyim.
Soru şu:bizim aklımızdan geçenler ile sahada ki gelişmeler çok farklıdır.
Reel gerçekliği okumadan buna ilişkin yeni paradigma geliştirmek de mümkün değildir. O bakımdan Öcalan'nın "demokratik uygarlık manifestosu" o dönem temel paradigma niteliğindeyedi lakin gelinen aşamada bu paradigmanın işlevselliği pratik de çok da yerini bulmadığı pratik gelişmelerden görüyoruz yaşıyoruz. Burada bunun yanlışlğını ya da doğruluğunu tartışmamakla birlikte, işlevselliği bakımında pratikte kendisini tekrar eden ve oluşan bürokratik yapının giderek tıkandığını söyleyebiliriz..
Her savaşın bir başlangıcı olduğu gibi bir sonunu da olduğunu bilmek gerekir.. 29.Kürd ayaklanması kesintisiz olarak 40 yılı aşan bir zamana yayıldı.. Geline aşama bu savaşın getirisinden çok götürüsünün olduğu bir gerçektir... Kürt dinamizmi şayet kendisini tekrar ederse bu onu geriye götürür.. Oysa ki Kürt dinamizminin muazzam anlamda  açığa çıkarttığı onca şeyi görmek gerekir lakin tıkanan ve kendisini tekrar eden çatışmalı ortam  Kürdlerin çok çeşitli alanlarda açığa çıkarttığı çalışmalarında tıkandığını görmek mümkün.. Bu ısrarcı ve tekrar siyaseti entelektüel alandaki çok yönlü gelişmelerin önünü tıkayarak zihin dünyamızın giderek militarist bir yöne doğru kaydığını söyleyebiliriz.
Bu durum tarafların aslında pata durumunda olduğu devletin daha fazla askeri, bürokrasi, vesayetçi yönünü güçlendirdiğini bu da devleti totaliter bir yöne doğru kaydırdığını görmek mümkün.
Ortadoğu da kartlar yeniden karıldı, oyuncular sahnede, doğru hamleler sancılı da olsa gelecekte halkların lehine gelişmeler olacağını söylemek mümkün..
Bir adım atıldı, bunun riskleri dezavantajları olduğu kadar avantajlarının da olacağı kuşkusuzdur.
Geçen bir yazı kaleme almıştım, "Son Mohikan Değiliz" başlıklı bir yazıydı.
Doğu Akdeniz enerji koridoru olarak nitelendirilen küresel sermaye güçlerinin Projesi kapsamında Ortadoğu yeniden yapılandırılırken, bölge ülkeleri, örgüt ve gruplar da kendilerini yeniden yapılandırmak zorundalar..
İsrail devletinin bu projede stratejik partner olması,Gazze de başlatmış olduğu peşi sıra Lübnan ve sonrasındaysa Suriye de ki operasyonları bir bakıma yeni projenin hayata geçirilmesi bakımından bir yol temizliği niteliğinde olduğunu görmek mümkün.
Sn. Öcalan'nın bir önceki görüşmesinde "ya  benim ortaya koymuş olduğum projeksiyonu  kabul edersiniz ya da uluslar arası projeksiyonu kabul edersiniz" söylemini doğru okumak gerek..
Sonuç olarak Kürt dinamizminin gücüne güvenmek gerekiyor, yoksa denklemin dışında kalırsınız.
 Öte yandan Türkiye de öteden beri sınıf temelli gelişim dinamiği bu gelişmelerden pozitif anlamda etkileneceği kuşkusuzdur.
Birleşik mücadeleyle yeni seçenekler, yeni olanaklar önümüze konduğu bir sürecin içindeyiz.. Süreci doğru okumak ona göre kendini yeniden yapılandırmak demokrasi güçleri açısından elzemdir.

Mehmet Güzel/GlobalKalem





ETİKET :  

Tümü
UA-147632479-1