9
Bugün Cumartesi Anneleri canlarımız nerede? Diye bininci kez haykırdılar! Galatasaray Meydanı’nda bir kez daha sözler, isyanlar kifayetsiz kaldı.Umutlarına bir kez daha sarıldılar...
Hafızamızı yenileyip bin haftaya kadar gelen kareleri hatırlayalım!
1995’ten beri haklı mücadelelerinde uğradıkları haksızlıkları bir gözden geçirelim. Polislerin sürükleyerek gözaltına aldıkları Cumartesi Annelerimizi hatırlayalım.
Benim ilk gözüme takılan;82 yaşında gözaltına alınan ve 95’ten beri oğlunun akıbetini soran Emine Ocak’ın fotoğrafı. Beleğime işlemiş bu kare. O gün bende oradaydım. O gün bu karenin utancı benimde kadrajıma düştü. O gün, bedenleriyle kalkan olan ve barışa bir kez daha çağrı yapan Cumartesi Anneleri’ni destekleyen vekillerin kalkan olduğu da göz merceğimdeydi. O karede olan vekiller bugün cezaevindeler.
Cumartesi Anneleri’nin 700. Haftadasın da gözaltına alınan 46 kişiye 27 ay sonra dava açıldı.27 Hafta haksızca, hukuksuzca birilerinin keyfi emirleri ile tutuklu kaldılar.
Yıllarca acı çekmiş, sevdiklerinin akıbetini en doğal hakları olarak sormuş, merak etmiş ve tarihin en sürdürülebilir eylemini gerçekleştirmiş insanlara haftalara bölünmüş bir oturma eylemi yüzünden dava açıldı, Bu acılı insanlar darp edildi gözaltına alındı. İnsan olan vicdan sahibi herkes bu duruma tepkisiz kalmaz.
Her hafta utançla gazete manşetlerimize taşıyoruz ‘Cumartesi Anneleri’ bu hafta da gözaltına alındı ya da alınmadı diye haber yapıyoruz.
İster haberci olun, ister eylemci, ister suya sabuna dokunmayan her şeyi uzaktan izleyen biri olun. Vicdan sahibi herkes yüreğinin ta ortasında hisseder bu kadar kaldırılmaz acıları. Cumartesi Anneleri hepimizin bu ülkenin kimliğinin parçası değil mi?
1000.Hafta!
Zaman tünelinde acıların mayalandığı, devletin gözetiminde kaybolmuş insanlarının akıbetinin belli olmadığı, adaletin yerinde saydığı, koca bin hafta.
1000.Hafta!
Devletin iki yüzünün olduğu, failli meçhullerin çoğaldığı,ayıpların ve cinayetlerin üstlerinin bibergazı ve gözaltları ile örtüldüğü bin hafta…
1000.Hafta!
Gözyaşları içerisinde çocuklarının akıbetini sormakla geçen bir ömür. Artık rutinleşmiş eziyetle geçen bin hafta...
1000 hafta kimisine göre sadece sayıdan ibaret. Başkasının acılarını ve direncini izlemek ne kadar sıradan ve kolay değil mi? Yaşamı boyunca düzenli bir yaşamı olmuş, devletin siyah beyaz yüzü ile karşılaşmamış hiçbir acıdan pay almamış, hiç bir mücadelede bulunmamış olanlara,bin haftayı anlatmak deveye hendek atlatmaktan daha zor.
Galatasaray Meydanı'nında bu hafta 1000.Haftanın ağırlığı vardı. Duyarlı sanatçıların.siyasilerin, tiyatrocuların Cumartesi Anneleri’nin acılarını serinletmek için yine oradaydılar. Acıları pay etmiş herkes hesapladı 1000 hafta kaç gün eder.1000 haftada acıları bine katlayacak kaç yürek var? Sahiden bin hafta ne kadar uzun bir zaman?
Sahiden bin haftada ne çok genç kadın yaşlandı?
Sahiden gözyaşlarını derilerinin altında saklayan babaların aksakalları kaç bin yıl?
Biz hep düşündük bunları.Failli meçhullerin mimarileri de düşündü mü acaba yüzlerce insanın kayıp olması ne demek? Onlarda hesapladılar mı bin haftanın kaç gün ettiğini.Hesapladılar mı bin hafta kaç yıl ediyor.
Sahi onların bin haftasında heybelerinde kaç bin failli meçhul cinayet var?
1000. Haftada; acıları pay etmiş yüreklerini acılı annelerin yürekleri ile birleştirmiş herkesi yüreğimle selamlıyor yüreklerinden öpüyorum.
Bininci haftada diyorum ki, Cumartesi Anneleri, bu ülkenin beyaz leçekli barış güvercinleridir. Onlar kararlılıklarıyla onurlu mücadelenin yılmaz bekçileridirler. Her türlü acılarına rağmen uğradıkları haksızlık karşısında en güçlü etten kalelerdirler. Onlar zehirli sarmaşıklar arasında karanfil yetiştiren olağanüstü panzehirdirler. Onlar sadece Cumartesi Anneleri değil, zulme uğramış bütün ırkların acılı anneleridirler.
Benimde annem Cumartesi Anneleridir.
Acılarına 1000.Hafta da saygıyla….
-- Adversting 7 REKLAM ALANI --