Ulusal kurtuluş savaşını yönetmiş, devleti kuran kadronun, Atatatürkten sonra gelen iki numarası, İsmet Paşa'nın oğluydu.
Çok zeki bir öğrenciydi.Amerika'da fizik okumuş, dünyanın en değerli fizikçilerinden biri olmuştu.Yetmişli
yılların dağdağalı günlerinde ODTÜ'de yöneticilikte yapmış, unutulmaz izler bırakmıştı...
O namusluydu.O yurtseverdi ve ileriyi görendi...
O devrimcileri bastırmaya/ezmeye gelen polisi üniversiteye sokmayandı.
O kürtlere el uzatan, gelin sorunlarımızı bu ortak çatı altında, parlamentomuzda konuşalım diyebilendi ...
O hakikaten solcuydu.
O aleviydi.
O sünniydi.
O Kürttü.
O Türktü Anadoluydu, Türkiye idi.
Türkiyenin sol birikiminin büyük bir kısmı Erdal beyin partisindeydi ve ilk seçimde yerel yönetimleri sildi süpürdü.
Omuza alınmamak için yerlere yapışan, " efendim ne yiyeceksiniz ?" diye soran garsona, " Önce birbirimizi yiyelim, sonrasına bakarız evladım," diyebilendi. ..
O dünyanın en büyük fizik profösörlerinden biriydi ama, bir tapu memuru kadar sade-mütevazıydı.
İnsandı adam gibi adamdı...
ABD'nin ve Dünyanın en iyi üniversitelerinden gelen tekliflere dönüp bakmadı bile cumhuriyetin çocuğuydu.Cumhuriyete hizmet onun en büyük şeref ve namus borcuydu.
Sivas olaylarında derin devleti tanıdı ve dehşete düştü.Bir daha iflah olmadı belkide kahrından...
Demirel bir solcu muhalifi ilk defa onun şahsında takdir etti.
Bu çamur sahada, bir namus haysiyet abidesi olarak ışıldadı hep...Ama bize on gömlek fazlaydı.
Bizim ego ve hırsları çaplarından, ülke çıkarlarından kat kat fazla yerel derebeyleri, çapsız politikacıları ne yaparsa yapsın tatmin edemedi.
Şark oyunlarıyla, tuzaklarla , pusularla, her üç ayda bir kongrelerle, onu yorduk ve canından bezdirdik. Harcadık.Bu topraklara, bu ülkeye çok faydalı olabilecek o özel insanı , kurtuluş savaşı yönetmiş bir genden gelen namuslu enerjiyi mahvettik, kanser ettik...
Bu ülke hırsızlara, uğursuzlara, çapsızlara verdiği değerin onda birini bu namuslu insanlara verseydi şimdi bambaşka noktalardaydık..
Şen olasın Halep şehri...!!!!