9
YıI 1980, 7 yaşındaydım elektiriği ve suyu olmayan köyüm de , araba aküsüyle çalışan siyah beyaz tv ekranında izlemiştim seni ,her şeyin siyah beyaz olduğu, gri binaların bütün renkleri öldürdüğü bir sabahta açtım gözlerimi , o tiz sesin hala kulağımda...
Çeşme de içme suyu alabilmek için bahçe avlusuna çıktığımda dibçikle eve gönderildiğim gün den beri seni hiç sevmedim.
Radyolar da netekim, diye bağırarak her gün bir tekimizi götürüyordun...
Annemle oturup ağlaşan komşu teyzelerimin '' bu çocuğu okula gönderme O' da anarşist olur sonra devlet O'nu öldürür. '' Denildiğinde korkarak okula gittiğim günleri hiç unutmadım.
Gecenin zifiri karanlığında annem gaz lambasını endişeyle söndürürken, sokağımda köy öğretmenin köy imamının elleri bağlı acı feryatlarla götürüldüğü geceyi beleğim de hiç silemedim.
Ne tesadüf ki 1984 ' te okuluma geldiğin de, Seni karşılama görevi bana düşmüştü. Halk oyunları ekibinde davul zurna eşliğinde senin karşın da oynamak bana neşeli gelmemişti. Merasim alanında çenem de tutup gözlerime baktığında ''cin gibi bakıyor ''dediğin de duyduğum korku iliklerime işlemişti.
Yanağımın bir celladın eliyle okşandığını o gün fark etmemiştim...
Dün televizyon ekranlarında yine seni izledim.
Ne büyük trajedi, ne büyük komedi seni alkışlayanlar, seni kurtuluş olarak görenlerin hepsi senin ölümüne alkış tuttular. CHP ' nin ‘’milletçe alkışlıyoruz’’ sloganı sanki senin için uyarlandı.
Kültürümüzde ölüye saygı var, ölen birinin ardında konuşulmaz hesap kapatılır.
Ama, seninle görülmemiş o kadar açık hesap varken, hesabın üstü kalsın diyemedi kimse
Ölünün arkasında küfür edilmez bizim kültürümüzde.
Ama; Halen yaşamımızı etkileyen o şizofreni beyninle çıkardığın yasalarla, bu gün bir benzerine koltuğu devir ettiğin insanın eliyle , Erdal Eren'lerin benzeri yaşanıyor. Ali İsmail Korkmaz, Berkin Elvan, Ethem Sarısülük aynı zihniyetle öldürülürken hesap hiç bir zaman kapanmayacak... Paşa
Cumartesi anneleri evlatlarının dirisinden vazgeçip, ellerinden kalan tek bir fotoğrafla yıllardır ölülerini arıyorlar, Meçhule giden evlatların adresini bereberinde götürdüğün için , hesap kapanmaz Paşa...
Güzel Ülkemi karanlığa boğarak, ne kadar aydın insan varsa, kendi hatıra ormanına gömdüğün için nesilden nesille borç defterin dolaşacak Paşa...
Diyarbakır cezaevin de ; Onurun ve haysiyetin kayboluşunun çığlıkları arasında öldürdüğün insanlığın izleri halen varken , küfür kifayetsiz kalır Paşa...
Türbanlı kardeşlerime, ağzını şapurdatarak hakaret ettiğin günlerin devamıdır bu gün, Makara' ya Bakara diyen ve o gün seni alkışlayan şakşakçılardır yine bu günü alkışlayanlar. Defter büyük hesap kabarık... Paşa,
Evet, kültürümüzde ölen biriyle uğraşılmaz hesap sorulmaz.
Sen yaşamları zindana çevirirken, bizler birer çocuktuk sadece olanları boş cd ye yükledik.
Şimdi tekrar tekrar izliyor, küçük bir karede adalet arıyoruz. İnsanlığın öldürüldüğü ipuçlarını takip ederek meydanlarda haykırıyoruz.
Dün senden hesap sorması gerekenler bu günkü ortaklarındır. İnsan yürüdüğü yolda bir adımlıkta sevgi izi bırakmalı, attığımız her adımda kanlı ellerinizin izleriyle rastladıkça hesap kapanmaz Paşa...
Senden şimdi ki Paşa' ya kalan tek mirastır kan ve vebal...
Gidişini alkışlıyoruz...
-- Adversting 7 REKLAM ALANI --