Onurlu Çalışan Gazeteciler Günü/Haliye Donmuş yazdı!

Bugün ‘10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü’ yalnızca ülkemize ait bu kutlama günü ne yazık ki her dönem biraz daha gazetecilik mesleğini zorlaştırılarak maalesef kutlanacak bir günün ötesinde mücadeleye dönüşmüştür…

Gazetecilerin en temel sorunlardan biri basın özgürlüğünün olmaması ve gazeteciler üzerinde baskı kurulmasıdır. Gazetecilerin mesleki anlamda en büyük ahlaki ve ilkeli bütün asli işlerini yapmalarını engelleyen bir sorun vardır. Bugün iktidar hemen hemen bütün medyayı, sistemli bir biçimde kendi kontrollüne alarak gerçekleri engelleyen bir mekanizma oluşturdu.

Türkiye’de gazeteciler işten atılma tehdidi ile ilkelerinden uzak tutulmaları istenmekte, sansür, işsizlik, tutuklamalar, işten atılmalar, güvencesizlik ve daha birçok sorunla mücadele içerisindeler...

Her gün gazeteciler adliye koridorlarında mesailerini tamamlıyorlar…

Ne acı ki; Gazetecilerin her sene yayımladığı Dünya Basın Özgürlüğü Endeksi'nde 157'ci sırada Türkiye, dünyada en fazla profesyonel gazetecinin hapiste olduğu ülke konumundadır.

Mesleğini basın ilkelerine göre ifa eden, gerçeklerin yansıtılması için olağan çaba sarf eden gazeteciler meslekten uzaklaştırılmaya mecbur bırakıldı. Bunun mücadelesini veren gazeteciler ise cezaevlerine konuldular. Özgür basın için mücadele eden ve bununla sembolleşmiş pek çok isim merkez medyadan uzaklaştırıldı ve gazetecilik adına kalite düşmesi sorunu yaşandı.

Yine mücadele eden gazetecilerin penceresinden baktığımız zaman, olayın vehametini daha iyi anlaşılır şekilde görebiliyoruz. Ne yazık ki bugün gazetecilere kendi haklarını arayabilecekleri, toplu sözleşme yapabilecekleri bir mekanizma oluşturma haklarına izin verilmiyor.

Hürriyet gazetesinde 45 gazetecinin işten atılmasının ardından gazeteciler artık tazminatsız olarak işten atılmaya örnek teşkil etmiş ve çalışan gazeteciler böyle bir riskle karşı karşıya kalmıştır…

4 Ocak 1961'de kabul edilen ve basın çalışanlarının bazı haklar ve yasal güvence sağlayan “212 sayılı kanun” 10 Ocak günü kutlama günü olarak kabul görmüştür. Daha sonra10 Ocak, “Çalışan Gazeteciler Bayramı” olarak kutlanmaya başladı ve 1971'de “Çalışan Gazeteciler Günü” olarak kabul gören gün önemini yitirmiştir. Bugün engellemelerle ve baskılarla kutlamaya ve bayram havası yaşatmaya bir neden bırakmamıştır…

Bu günün anlam ve önemini çektiğimiz zorlukları sıralarken hızımı durduran bir mesaj aldım. Yeğenimden gelen bir mesajla irkildim ve defalarca okumaya başladım. Duygulandım bir kez daha her şeye ama her şeye rağmen iyi ki gazetecilik mesleğini seçmişimi söyleten bir mesaj! Yeğenim Mahmut henüz 18 yaşında üniversite sınavlarına hazırlanmakta. 18 yaşında bir gencin gönlüne bu kadar güzel yer edinen bir görev ve meslek her zorlukla karşı karşıya gelmeye değer inanın…

Mesajı orijinal haliyle yeğenimin iznini alarak sizlerle paylaşmayı istiyorum.

Canım Halam,

Çalışan Gazeteciler Günün kutlu olsun ..."Gazeteler, dünyanın aynalarıdır (James E.)"der . Sende Halacım, bu aynalardan birisin ve öyle sıradan da değil senin aynana baktığımda; emek, demokrasi, adalet, eleştiri, merhamet, merak, sağduyu, mücadele, doğruluk, ve en önemlisi de gerçeklik ve bunun yanında sayamadıklarım.... En içten dileklerimle sana teşekkür ederim. Bu saydıklarımı hatırlattığın için aynanda kendine yer etiğin için ve bunları insanlığa aktardığın için çok teşekkür ederim. Bugünün kutlu ve yarınlara vesile olsun...

Bu anlam yüklü mesajın içeriğini taşıyan tüm meslektaşlarıma gönderiyorum...

''Bütün gazeteciler benim için Metin'dir'' diyen Fadime Annenin acılı yüreğinde yer edinmenin verdiği sorumlulukla; Metin Göktepe'nin,Uğur Mumcu'nun,Abdi İpekçi'nin Çetin Emeç'in bıraktığı yerde onurlu mücadeleye devam...

Cezaevlerinde haksız bir şekilde tutulan onurlu ve cesur  meslektaşlarımıza bin selamla her şeye rağmen günümüz kutlu olsun...